Bölüm 1808 Komplo Kurmak, Dao'nun Peşinden Gitmek
Göksel Saray, ölümsüzler mezarlığı.
Açıklanamaz bir değişim meydana geliyordu.
Bir ateş topağı belirdi, ilk başta çok küçüktü ama bir süre sonra ateş hızla genişledi ve ölümsüzler mezarlığının gökyüzünü kızıla boyadı.
Bu ateş etrafı aydınlatarak Peri Zi Wei ve diğer Cennet Mahkemesi üyelerinin dikkatini çekti.
Peri Zi Wei hemen ölümsüzler mezarlığının girişine koştu ve ateşin daha da parlaklaştığını gördü, ateşin içinde kırmızı bir perdeyi süsleyen sayısız elmas gibi gümüş ışık lekeleri bile vardı.
Ateş dağıldı ve büyük kızıl bir cübbe giyen yaşlı bir Gu Ölümsüz, ölümsüzler mezarlığının derinliklerinden dışarı çıktı.
Elmas benzeri ışıklar bir araya toplandı ve yumuşak ışığın içinde tahta bir tekerlekli sandalyede yavaşça ilerleyen yaşlı bir adam vardı.
Peri Zi Wei'nin gözleri mutlulukla parladı, bu iki yaşlı Gu Ölümsüzünü tanıdı.
Kıpkırmızı cüppeli yaşlı adam ateş yolu büyük uzmanı Li Huang'dı. Tahta tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam ise bir zaman yolu büyük uzmanı olan Gu Liu Ru'ydu.
"Küçük Zi Wei her iki büyüğümüze de saygılarını sunar." Peri Zi Wei selam verirken eğildi.
Gu Liu Ru konuşmadan başını salladı. Hastalıklı derecede solgun ve bir iskelet kadar zayıftı. Zor bir yaşam deneyimi geçirmişti ve vücudunun alt yarısı felçliydi ve tedavisi yoktu, bu nedenle soğuk ve mesafeli bir mizacı vardı.
Li Huang konuştu: "Biz sebepsiz yere uyanmadık. Göksel Saray'ın gücümüze ihtiyacı olmalı, şimdi durum nasıl?"
Peri Zi Wei ikisine mevcut durum hakkında bilgi verirken utandığını hissetti.
"Fang Yuan mı? Dünyada böyle bir iblisin ortaya çıkacağını düşünmemiştim!"
"Hımm, çağlar boyunca, büyük bir çağın gelişi sırasında her zaman kaos ve düzensizlik olmuştur. Fakat bu iblis çok vahşice saldırıyor. Bunun temel nedeni, onun Kırmızı Lotus İblis Saygıdeğeri tarafından ekilen tohum olmasıdır."
Li Huang soğuk bir şekilde homurdandı, yüzünde öfke ve memnuniyetsizlik ifadesi vardı.
Gu Liu Ru'nun ifadesi ise buz gibi soğuktu: "Neyse ki genel durum hâlâ bizim kontrolümüzde. Kader Gu birkaç yıl içinde eski haline döndüğünde, Göksel Saray yenilmez bir konumda olacak, o zamana kadar Fang Yuan daha güçlü olsa bile büyük bir etki yaratamayacak."
Ardından Peri Zi Wei'ye şöyle dedi: "Sen bilgelik yolundaki bir Gu Ölümsüzüsün, Cennet Sarayına liderlik etmen doğru olur. Biz yaşlılar için herhangi bir göreviniz varsa, geri durmanıza gerek yok."
Peri Zi Wei'nin yüzünde sevinç belirdi: "Büyükler, daha yeni uyandınız, önce dinlenmeli ve kendinizi Ölümsüz Gu ile donatarak savaş gücünüzü geri kazanmalısınız."
"Zaman Nehri üzerindeki kontrolümüzü kaybettik ve şu anda maliyetine bakmaksızın zaman yolu Ölümsüz Gu Evleri inşa ediyoruz. Ayrıca Zaman Nehri'ne nehir bastırma lotus mühürleme formasyonunu da yerleştirmemiz gerekiyor. Büyükler, Zaman Nehri'ni koruyabilirseniz çok iyi olur."
Gu Liu Ru ve Li Huang birbirlerine baktılar ve birincisi başını sallarken ikincisi güldü: "Öyle olsun. Şu Küçük İblis Saygıdeğer ile ilgilenelim!"
Sadece savaş gücüne dayanarak Li Huang, Gu Liu Ru'dan daha güçlüydü ama Peri Zi Wei, Gu Liu Ru'nun ortaya çıkışından daha çok heyecanlanmıştı.
Bu zaman yolunun büyük uzmanı tam zamanında uyanmış, zaman yolu açısından Göksel Saray'ın boşluğunu doldurmuş ve Peri Zi Wei'nin acil sorununu gidermişti!
"Ama Fang Yuan yeniden doğdu, bu yaşlıların uyanışından haberi var mı?"
Peri Zi Wei, Fang Yuan'ı düşündüğünde kaşlarını tekrar çattı.
Fang Yuan yeniden doğabilirdi, böyle bir düşmanla başa çıkmak son derece zahmetliydi, başkalarının kararlarından her zaman şüphe duymalarına neden olurdu.
Peri Zi Wei önceki yaşamında sadece Li Huang'ın uyandığını bilmiyordu. Gu Liu Ru, Uzun Ömür Cennetinin Cennet Sarayına saldırdığı son dönemde uyanmıştı. O sırada Gu Liu Ru, Hei Fan ile çıkmaza girene kadar dövüşmüş ve sonunda Liu Liu Liu'nun sinsi saldırısıyla öldürülmüştü.
Fang Yuan erken bir saldırı yaparak Ebedi Yat ile Şimdiki ve Geçmiş Köşkü'nü yok etmiş, Qing Ye'yi de öldürmüş ve mürekkep etkisi Gu Liu Ru'nun önceden uyanmasına neden olmuştu.
Bu sekizinci seviye büyük uzman, Zaman Nehri gibi bir ortamda Fang Yuan için kesinlikle büyük bir engel olacaktı.
Egemen ölümsüz açıklık, Mini Merkez Kıta.
Fang Yuan'ın ilahi hissi bu bataklığı kapladı.
Burada oldukça verimli bir alüvyon vardı. Ayrıca alüvyon tabakasının üzerinde diz boyu derinliğinde berrak bir nehir vardı.
Burası Fang Yuan'ın az önce inşa ettiği kaynak noktasıydı.
Bataklık uçsuz bucaksız ve sınırsızdı.
Her birkaç kilometrede bir, bir ev büyüklüğünde, ıssız bir bitki olan aşırı bataklık çiçeğinin tomurcuğu görülebiliyordu.
Aşırı bataklık çiçeği açtığında, taç yaprakları birbirine bağlı bir trompete benziyordu. Esas olarak beyazdı ve birkaç yerinde hafif pembe tonları vardı.
Aşırı bataklık çiçeklerinin pistillerinden yavaşça beyaz sis telleri yükselmeye başladı.
Aşırı bataklık çiçeği sisi, pişmanlık Gu'nun yiyeceğiydi.
Pişmanlık Gu'yu beslemek biraz zahmetliydi çünkü yiyeceğini saklamak zordu. Aşırı bataklık çiçeği sisinin taze olması gerekiyordu, bu yüzden en iyi yöntem ölümsüz açıklıkta buna karşılık gelen bir kaynak noktası inşa etmekti.
Önceki yaşamında Fang Yuan bu bataklığı inşa etmişti ama bu pişmanlık Gu'sunu elde ettikten sonraydı.
Bu yaşamında ise son derece zengindi ve bu yüzden bataklığı önceden inşa etmişti. Henüz pişmanlık Gu'sunu elde etmemiş olsa da, bu gelecek için bir hazırlıktı; pişmanlık Gu'sunu elde ettiğinde, yiyecek konusunda endişelenmesine gerek kalmayacaktı.
Fang Yuan henüz elde edemediği pişmanlık Gu'sunun bile yiyecek sorununu önceden çözmüştü. Artık tüm Ölümsüz Gu'ları için kendi kendine yetecek kadar yiyecek sağlayabiliyordu.
Kısa bir süre önce Fang Yuan, Ba Shi Ba'dan yağmaladığı sekizinci seviye Ölümsüz Gu İlavesi için bir kaynak noktası bile oluşturmuştu. Mini Doğu Denizi'nde özel bir deniz alanını işaretlemiş ve burada sekizinci seviye Ölümsüz Gu İlavesi için yeterli yiyecek üretmek üzere yepyeni bir grup su örümceği daha getirmişti.
Doğal olarak, bu su örümcekleri Güney Sınırı'nın doğru yolundan gasp edilmişti.
Fang Yuan Güney Sınırı esirlerinin ölümsüz açıklıklarının çoğunu çoktan ele geçirmiş ve hatta hiçbir şey kalmayana kadar ruhlarını aramıştı, ancak Güney Sınırı'nın doğru yolu bunu bilmiyordu ve Fang Yuan'ın gaspını itaatkâr bir şekilde kabul etti.
Tıpkı Cennet Sarayının Kırmızı Lotus İblis Saygıdeğerinin Fang Yuan'a bıraktığı gerçek mirasın Kader Gu'yu yok etmek için doğrudan bir yönteme sahip olmadığını bilmemesine rağmen yine de en kötüsünden korkmaları ve Zaman Nehrindeki durumu kurtarmak için tüm güçlerini kullanmaları gibiydi.
Dünya'da savaş sanatıyla ilgili meşhur bir söz vardı: generalliğin en yüksek biçimi düşmanın planlarını bozmaktır, bir sonraki en iyisi onları müttefiklerinden koparmaktır, bir sonraki sırada düşmanın ordusunu sahada bozmak vardır ve en kötü politika da surlarla çevrili şehirleri kuşatmaktır.
Bunlar bilgece sözlerdi!
İnsanlar gençken sadece savaşmayı önemserlerdi. Ancak büyüdükten sonra yavaş yavaş farkına varırlardı: savaşmak, hedefe ulaşmak ve fayda sağlamak için yalnızca üçüncü dereceden bir yöntemdi.
Yoğun bir savaşta yüksek risk vardı ve faydalar da sabit değildi, çoğu zaman her iki taraf da zarar görürdü. Bu yöntem yalnızca başka bir seçenek olmadığında kullanılabilirdi.
Fang Yuan bir şeyler yaparken planlama ve plan yapmaya meyilliydi. Vahşi biri değildi ama savaşması gerektiğinde kılıcını korkusuzca ya da korkakça eline alırdı.
Doğal olarak, Gu Master dünyası ile Dünya arasında temel bir fark vardı - xiulian uygulaması sayesinde, bir bireyin gücü bir grubun veya organizasyonun kolektif gücünü aşabilirdi!
Bu nedenle, Saygıdeğer Hortlak Ruh İblisi gibi bir kişi var olabilirdi.
Hortlak Ruhlu İblis Saygıdeğer sadece tek bir yöntem kullanırdı - Öldür!
Öldürmek! Öldürmek! Öldür! Öldür! Öldür! Öldürün!
Her şeyi katledin, cenneti yok edin, dünyayı mahvedin.
Kafalar yuvarlandı ve kan aktı.
Düşmanın planlarına karşı koymadı ya da müttefikleriyle ilişkilerini kesmedi ama yine de üstün başarı elde etti.
Neden mi?
Çünkü kendi Tao'sunu geliştirdi!
Bu onun cennet ve dünya anlayışıydı, kendine karşı anlayışıydı.
Öldürdüğü her kişi, kendini geliştirme azmini daha da artırıyor ve cennet ve dünya anlayışını derinleştiriyordu, bunların her ikisi de ruh yolu kazanım seviyesinin büyümesini körüklüyordu.
Ve ulaştığı seviyedeki büyüme gücünü büyük ölçüde artırıyordu.
Eğer burası Dünya olsaydı ve birisi bunu yapsaydı, ölümü arıyor olurdu.
Fang Yuan'ın önceki beş yüz yıllık yaşamında, bu ilkeyi aniden kavradığında zaten yüz yaşından fazlaydı.
O andan itibaren düşünmeye başladı: Onun Tao'su neydi? Daha doğrusu, ne tür bir yol yaratabilirdi?
Şu anda bile bu soruya tam olarak cevap verebilmiş değildi.
O zamandan bu yana dört yüz yıldan fazla zaman geçmiş, birkaç kez yeniden doğmuş ve hâlâ cevabı bulmaya çalışıyordu.
Sadece belirsiz ve bulanık bir yönü vardı.
Karanlığın içinde hareket ediyor ve yuvarlanıyordu.
Ve bu karanlıkta, onu bütünüyle yutmak isteyen çok fazla zorluk, tehlike ve vahşi canavar vardı.
Fang Yuan netti: Bu vahşi canavarlar arasında şu anda en büyüğü ve en güçlüsü Göksel Saray'dı.
Bu vahşi canavarla mücadele edebilmek, avından kaçabilmek ve yolunda yürümeye devam edebilmek için tüm gücünü kullanması gerekiyordu.
Hem Fang Yuan hem de Peri Zi Wei birbirleri hakkındaki bilgileri defalarca ifşa etmiş ve diğeriyle başa çıkmak için diğer Gu Ölümsüzlerinin gücünü ödünç almayı ummuşlardı. Bu dövüşün kazananı yoktu. Bir aslan ile kaplan arasındaki dövüş gibiydi, kanlı kokusu sayısız sırtlanı kendine çekiyordu.
Etkileyici bir üne sahip gibi görünüyordu ama karanlıkta çalkantılı alt akımlar dalgalanıyordu, birçok insan onunla ve İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği ile başa çıkmanın yollarını düşünüyordu.
Kimse böyle bir tehdidin varlığından hoşlanmıyordu!
İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği çok güçlü değildi, yalnızca yedinci seviye bir Gu'ydu ve onu dizginlemenin pek çok yolu vardı.
Lang Ya'nın kutsanmış topraklarında bile İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği'ni bastırmak için pek çok yöntem vardı.
Doğrusu Fang Yuan, Cennet Sarayı'nın İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği'ne karşı etkili bir yöntemi olmamasına oldukça şaşırmıştı.
Küçük Şeytan Saygıdeğer unvanı sınırsız umutlar vaat ediyor gibi görünse de derin bir öldürme niyetini gizliyordu. Bu, Fang Yuan'ın öldürülmemesi ve büyüyüp bir Saygıdeğer İblis olması halinde geleceğin herkes için kasvetli olacağını tüm dünyaya hatırlatıyordu!
Fang Yuan Zaman Nehri'nde zafer elde etmiş ve inisiyatifi ele geçirmiş olabilir. Ancak bunun yalnızca küçük bir stratejik zafer olduğunu ve Cennet Sarayının genel stratejisine bir darbe vuramayacağını biliyordu.
Tıpkı satranç oyununda olduğu gibi, sadece tek bir iyi hamle yapmıştı ve pasif durumdan aktif duruma geçmesi kutlanmaya değer olsa da, oyunun genel kontrolü hâlâ Cennet Mahkemesi'ndeydi. Ve sayısız yıllık birikime sahip olan bu Cennet Mahkemesi, üç milyon yıl önce İlkel Kökenli Ölümsüz Saygıdeğer tarafından yerleştirilen satranç taşıydı.
"Cennet Mahkemesi'nin kurulmasıyla birlikte mürekkep etkisi yeniden ortaya çıkabilir ve ölümsüzler mezarlığında bazı güçlü karakterler uyanabilir."
"En önemli şey hâlâ her saniyeyi kullanmak ve gücümü arttırmak için elimden gelen her şeyi yapmak."
Fang Yuan zaferden dolayı gurura kapılmadı, sevinci çok kısa sürdü ve tekrar xiulian uygulamaya daldı.
Her saniyesini dolu dolu kullandığını söylemek abartı olmazdı!
Ruh xiulian uygulaması sorunsuz bir şekilde ilerledi. Fang Yuan'ın ruhu bir ıssız ruhtan üç ıssız ruha, beş ıssız ruha, sekiz ıssız ruha istikrarlı bir şekilde ilerledi... ve sonunda on ıssız ruha ulaştı.
Beş kısıtlama derin ışık qi'si zaten yeterlilik noktasına kadar uygulanmıştı. Fang Yuan bunu modifiye bile etti, bu modifikasyon oldukça küçük olmasına rağmen, Fang Yuan'ın yöntemi değiştirmesine ve alışkanlıklarına uymasına izin verdi, böylece onu etkinleştirirken daha kolay olacaktı.
Fang Yuan, Ba Shi Ba'nın ardışık vuruş yöntemi gibi diğer öldürücü hareketleri de uygulamaya başladı.
Bu süre zarfında, sık sık dışarı çıkıp erken hamleler yapmak için yeşim taşı incisi kullandı ve yeni oluşan Toprak Siperlerinden birçok kaynak elde etti.
Bunlar arasında, yedinci seviye toprak damarı Ölümsüz Gu önemli bir hasattı.
Göksel Saray, ölümsüzler mezarlığı.
Açıklanamaz bir değişim meydana geliyordu.
Bir ateş topağı belirdi, ilk başta çok küçüktü ama bir süre sonra ateş hızla genişledi ve ölümsüzler mezarlığının gökyüzünü kızıla boyadı.
Bu ateş etrafı aydınlatarak Peri Zi Wei ve diğer Cennet Mahkemesi üyelerinin dikkatini çekti.
Peri Zi Wei hemen ölümsüzler mezarlığının girişine koştu ve ateşin daha da parlaklaştığını gördü, ateşin içinde kırmızı bir perdeyi süsleyen sayısız elmas gibi gümüş ışık lekeleri bile vardı.
Ateş dağıldı ve büyük kızıl bir cübbe giyen yaşlı bir Gu Ölümsüz, ölümsüzler mezarlığının derinliklerinden dışarı çıktı.
Elmas benzeri ışıklar bir araya toplandı ve yumuşak ışığın içinde tahta bir tekerlekli sandalyede yavaşça ilerleyen yaşlı bir adam vardı.
Peri Zi Wei'nin gözleri mutlulukla parladı, bu iki yaşlı Gu Ölümsüzünü tanıdı.
Kıpkırmızı cüppeli yaşlı adam ateş yolu büyük uzmanı Li Huang'dı. Tahta tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam ise bir zaman yolu büyük uzmanı olan Gu Liu Ru'ydu.
"Küçük Zi Wei her iki büyüğümüze de saygılarını sunar." Peri Zi Wei selam verirken eğildi.
Gu Liu Ru konuşmadan başını salladı. Hastalıklı derecede solgun ve bir iskelet kadar zayıftı. Zor bir yaşam deneyimi geçirmişti ve vücudunun alt yarısı felçliydi ve tedavisi yoktu, bu nedenle soğuk ve mesafeli bir mizacı vardı.
Li Huang konuştu: "Biz sebepsiz yere uyanmadık. Göksel Saray'ın gücümüze ihtiyacı olmalı, şimdi durum nasıl?"
Peri Zi Wei ikisine mevcut durum hakkında bilgi verirken utandığını hissetti.
"Fang Yuan mı? Dünyada böyle bir iblisin ortaya çıkacağını düşünmemiştim!"
"Hımm, çağlar boyunca, büyük bir çağın gelişi sırasında her zaman kaos ve düzensizlik olmuştur. Fakat bu iblis çok vahşice saldırıyor. Bunun temel nedeni, onun Kırmızı Lotus İblis Saygıdeğeri tarafından ekilen tohum olmasıdır."
Li Huang soğuk bir şekilde homurdandı, yüzünde öfke ve memnuniyetsizlik ifadesi vardı.
Gu Liu Ru'nun ifadesi ise buz gibi soğuktu: "Neyse ki genel durum hâlâ bizim kontrolümüzde. Kader Gu birkaç yıl içinde eski haline döndüğünde, Göksel Saray yenilmez bir konumda olacak, o zamana kadar Fang Yuan daha güçlü olsa bile büyük bir etki yaratamayacak."
Ardından Peri Zi Wei'ye şöyle dedi: "Sen bilgelik yolundaki bir Gu Ölümsüzüsün, Cennet Sarayına liderlik etmen doğru olur. Biz yaşlılar için herhangi bir göreviniz varsa, geri durmanıza gerek yok."
Peri Zi Wei'nin yüzünde sevinç belirdi: "Büyükler, daha yeni uyandınız, önce dinlenmeli ve kendinizi Ölümsüz Gu ile donatarak savaş gücünüzü geri kazanmalısınız."
"Zaman Nehri üzerindeki kontrolümüzü kaybettik ve şu anda maliyetine bakmaksızın zaman yolu Ölümsüz Gu Evleri inşa ediyoruz. Ayrıca Zaman Nehri'ne nehir bastırma lotus mühürleme formasyonunu da yerleştirmemiz gerekiyor. Büyükler, Zaman Nehri'ni koruyabilirseniz çok iyi olur."
Gu Liu Ru ve Li Huang birbirlerine baktılar ve birincisi başını sallarken ikincisi güldü: "Öyle olsun. Şu Küçük İblis Saygıdeğer ile ilgilenelim!"
Sadece savaş gücüne dayanarak Li Huang, Gu Liu Ru'dan daha güçlüydü ama Peri Zi Wei, Gu Liu Ru'nun ortaya çıkışından daha çok heyecanlanmıştı.
Bu zaman yolunun büyük uzmanı tam zamanında uyanmış, zaman yolu açısından Göksel Saray'ın boşluğunu doldurmuş ve Peri Zi Wei'nin acil sorununu gidermişti!
"Ama Fang Yuan yeniden doğdu, bu yaşlıların uyanışından haberi var mı?"
Peri Zi Wei, Fang Yuan'ı düşündüğünde kaşlarını tekrar çattı.
Fang Yuan yeniden doğabilirdi, böyle bir düşmanla başa çıkmak son derece zahmetliydi, başkalarının kararlarından her zaman şüphe duymalarına neden olurdu.
Peri Zi Wei önceki yaşamında sadece Li Huang'ın uyandığını bilmiyordu. Gu Liu Ru, Uzun Ömür Cennetinin Cennet Sarayına saldırdığı son dönemde uyanmıştı. O sırada Gu Liu Ru, Hei Fan ile çıkmaza girene kadar dövüşmüş ve sonunda Liu Liu Liu'nun sinsi saldırısıyla öldürülmüştü.
Fang Yuan erken bir saldırı yaparak Ebedi Yat ile Şimdiki ve Geçmiş Köşkü'nü yok etmiş, Qing Ye'yi de öldürmüş ve mürekkep etkisi Gu Liu Ru'nun önceden uyanmasına neden olmuştu.
Bu sekizinci seviye büyük uzman, Zaman Nehri gibi bir ortamda Fang Yuan için kesinlikle büyük bir engel olacaktı.
Egemen ölümsüz açıklık, Mini Merkez Kıta.
Fang Yuan'ın ilahi hissi bu bataklığı kapladı.
Burada oldukça verimli bir alüvyon vardı. Ayrıca alüvyon tabakasının üzerinde diz boyu derinliğinde berrak bir nehir vardı.
Burası Fang Yuan'ın az önce inşa ettiği kaynak noktasıydı.
Bataklık uçsuz bucaksız ve sınırsızdı.
Her birkaç kilometrede bir, bir ev büyüklüğünde, ıssız bir bitki olan aşırı bataklık çiçeğinin tomurcuğu görülebiliyordu.
Aşırı bataklık çiçeği açtığında, taç yaprakları birbirine bağlı bir trompete benziyordu. Esas olarak beyazdı ve birkaç yerinde hafif pembe tonları vardı.
Aşırı bataklık çiçeklerinin pistillerinden yavaşça beyaz sis telleri yükselmeye başladı.
Aşırı bataklık çiçeği sisi, pişmanlık Gu'nun yiyeceğiydi.
Pişmanlık Gu'yu beslemek biraz zahmetliydi çünkü yiyeceğini saklamak zordu. Aşırı bataklık çiçeği sisinin taze olması gerekiyordu, bu yüzden en iyi yöntem ölümsüz açıklıkta buna karşılık gelen bir kaynak noktası inşa etmekti.
Önceki yaşamında Fang Yuan bu bataklığı inşa etmişti ama bu pişmanlık Gu'sunu elde ettikten sonraydı.
Bu yaşamında ise son derece zengindi ve bu yüzden bataklığı önceden inşa etmişti. Henüz pişmanlık Gu'sunu elde etmemiş olsa da, bu gelecek için bir hazırlıktı; pişmanlık Gu'sunu elde ettiğinde, yiyecek konusunda endişelenmesine gerek kalmayacaktı.
Fang Yuan henüz elde edemediği pişmanlık Gu'sunun bile yiyecek sorununu önceden çözmüştü. Artık tüm Ölümsüz Gu'ları için kendi kendine yetecek kadar yiyecek sağlayabiliyordu.
Kısa bir süre önce Fang Yuan, Ba Shi Ba'dan yağmaladığı sekizinci seviye Ölümsüz Gu İlavesi için bir kaynak noktası bile oluşturmuştu. Mini Doğu Denizi'nde özel bir deniz alanını işaretlemiş ve burada sekizinci seviye Ölümsüz Gu İlavesi için yeterli yiyecek üretmek üzere yepyeni bir grup su örümceği daha getirmişti.
Doğal olarak, bu su örümcekleri Güney Sınırı'nın doğru yolundan gasp edilmişti.
Fang Yuan Güney Sınırı esirlerinin ölümsüz açıklıklarının çoğunu çoktan ele geçirmiş ve hatta hiçbir şey kalmayana kadar ruhlarını aramıştı, ancak Güney Sınırı'nın doğru yolu bunu bilmiyordu ve Fang Yuan'ın gaspını itaatkâr bir şekilde kabul etti.
Tıpkı Cennet Sarayının Kırmızı Lotus İblis Saygıdeğerinin Fang Yuan'a bıraktığı gerçek mirasın Kader Gu'yu yok etmek için doğrudan bir yönteme sahip olmadığını bilmemesine rağmen yine de en kötüsünden korkmaları ve Zaman Nehrindeki durumu kurtarmak için tüm güçlerini kullanmaları gibiydi.
Dünya'da savaş sanatıyla ilgili meşhur bir söz vardı: generalliğin en yüksek biçimi düşmanın planlarını bozmaktır, bir sonraki en iyisi onları müttefiklerinden koparmaktır, bir sonraki sırada düşmanın ordusunu sahada bozmak vardır ve en kötü politika da surlarla çevrili şehirleri kuşatmaktır.
Bunlar bilgece sözlerdi!
İnsanlar gençken sadece savaşmayı önemserlerdi. Ancak büyüdükten sonra yavaş yavaş farkına varırlardı: savaşmak, hedefe ulaşmak ve fayda sağlamak için yalnızca üçüncü dereceden bir yöntemdi.
Yoğun bir savaşta yüksek risk vardı ve faydalar da sabit değildi, çoğu zaman her iki taraf da zarar görürdü. Bu yöntem yalnızca başka bir seçenek olmadığında kullanılabilirdi.
Fang Yuan bir şeyler yaparken planlama ve plan yapmaya meyilliydi. Vahşi biri değildi ama savaşması gerektiğinde kılıcını korkusuzca ya da korkakça eline alırdı.
Doğal olarak, Gu Master dünyası ile Dünya arasında temel bir fark vardı - xiulian uygulaması sayesinde, bir bireyin gücü bir grubun veya organizasyonun kolektif gücünü aşabilirdi!
Bu nedenle, Saygıdeğer Hortlak Ruh İblisi gibi bir kişi var olabilirdi.
Hortlak Ruhlu İblis Saygıdeğer sadece tek bir yöntem kullanırdı - Öldür!
Öldürmek! Öldürmek! Öldür! Öldür! Öldür! Öldürün!
Her şeyi katledin, cenneti yok edin, dünyayı mahvedin.
Kafalar yuvarlandı ve kan aktı.
Düşmanın planlarına karşı koymadı ya da müttefikleriyle ilişkilerini kesmedi ama yine de üstün başarı elde etti.
Neden mi?
Çünkü kendi Tao'sunu geliştirdi!
Bu onun cennet ve dünya anlayışıydı, kendine karşı anlayışıydı.
Öldürdüğü her kişi, kendini geliştirme azmini daha da artırıyor ve cennet ve dünya anlayışını derinleştiriyordu, bunların her ikisi de ruh yolu kazanım seviyesinin büyümesini körüklüyordu.
Ve ulaştığı seviyedeki büyüme gücünü büyük ölçüde artırıyordu.
Eğer burası Dünya olsaydı ve birisi bunu yapsaydı, ölümü arıyor olurdu.
Fang Yuan'ın önceki beş yüz yıllık yaşamında, bu ilkeyi aniden kavradığında zaten yüz yaşından fazlaydı.
O andan itibaren düşünmeye başladı: Onun Tao'su neydi? Daha doğrusu, ne tür bir yol yaratabilirdi?
Şu anda bile bu soruya tam olarak cevap verebilmiş değildi.
O zamandan bu yana dört yüz yıldan fazla zaman geçmiş, birkaç kez yeniden doğmuş ve hâlâ cevabı bulmaya çalışıyordu.
Sadece belirsiz ve bulanık bir yönü vardı.
Karanlığın içinde hareket ediyor ve yuvarlanıyordu.
Ve bu karanlıkta, onu bütünüyle yutmak isteyen çok fazla zorluk, tehlike ve vahşi canavar vardı.
Fang Yuan netti: Bu vahşi canavarlar arasında şu anda en büyüğü ve en güçlüsü Göksel Saray'dı.
Bu vahşi canavarla mücadele edebilmek, avından kaçabilmek ve yolunda yürümeye devam edebilmek için tüm gücünü kullanması gerekiyordu.
Hem Fang Yuan hem de Peri Zi Wei birbirleri hakkındaki bilgileri defalarca ifşa etmiş ve diğeriyle başa çıkmak için diğer Gu Ölümsüzlerinin gücünü ödünç almayı ummuşlardı. Bu dövüşün kazananı yoktu. Bir aslan ile kaplan arasındaki dövüş gibiydi, kanlı kokusu sayısız sırtlanı kendine çekiyordu.
Etkileyici bir üne sahip gibi görünüyordu ama karanlıkta çalkantılı alt akımlar dalgalanıyordu, birçok insan onunla ve İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği ile başa çıkmanın yollarını düşünüyordu.
Kimse böyle bir tehdidin varlığından hoşlanmıyordu!
İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği çok güçlü değildi, yalnızca yedinci seviye bir Gu'ydu ve onu dizginlemenin pek çok yolu vardı.
Lang Ya'nın kutsanmış topraklarında bile İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği'ni bastırmak için pek çok yöntem vardı.
Doğrusu Fang Yuan, Cennet Sarayı'nın İlkbahar Sonbahar Ağustos Böceği'ne karşı etkili bir yöntemi olmamasına oldukça şaşırmıştı.
Küçük Şeytan Saygıdeğer unvanı sınırsız umutlar vaat ediyor gibi görünse de derin bir öldürme niyetini gizliyordu. Bu, Fang Yuan'ın öldürülmemesi ve büyüyüp bir Saygıdeğer İblis olması halinde geleceğin herkes için kasvetli olacağını tüm dünyaya hatırlatıyordu!
Fang Yuan Zaman Nehri'nde zafer elde etmiş ve inisiyatifi ele geçirmiş olabilir. Ancak bunun yalnızca küçük bir stratejik zafer olduğunu ve Cennet Sarayının genel stratejisine bir darbe vuramayacağını biliyordu.
Tıpkı satranç oyununda olduğu gibi, sadece tek bir iyi hamle yapmıştı ve pasif durumdan aktif duruma geçmesi kutlanmaya değer olsa da, oyunun genel kontrolü hâlâ Cennet Mahkemesi'ndeydi. Ve sayısız yıllık birikime sahip olan bu Cennet Mahkemesi, üç milyon yıl önce İlkel Kökenli Ölümsüz Saygıdeğer tarafından yerleştirilen satranç taşıydı.
"Cennet Mahkemesi'nin kurulmasıyla birlikte mürekkep etkisi yeniden ortaya çıkabilir ve ölümsüzler mezarlığında bazı güçlü karakterler uyanabilir."
"En önemli şey hâlâ her saniyeyi kullanmak ve gücümü arttırmak için elimden gelen her şeyi yapmak."
Fang Yuan zaferden dolayı gurura kapılmadı, sevinci çok kısa sürdü ve tekrar xiulian uygulamaya daldı.
Her saniyesini dolu dolu kullandığını söylemek abartı olmazdı!
Ruh xiulian uygulaması sorunsuz bir şekilde ilerledi. Fang Yuan'ın ruhu bir ıssız ruhtan üç ıssız ruha, beş ıssız ruha, sekiz ıssız ruha istikrarlı bir şekilde ilerledi... ve sonunda on ıssız ruha ulaştı.
Beş kısıtlama derin ışık qi'si zaten yeterlilik noktasına kadar uygulanmıştı. Fang Yuan bunu modifiye bile etti, bu modifikasyon oldukça küçük olmasına rağmen, Fang Yuan'ın yöntemi değiştirmesine ve alışkanlıklarına uymasına izin verdi, böylece onu etkinleştirirken daha kolay olacaktı.
Fang Yuan, Ba Shi Ba'nın ardışık vuruş yöntemi gibi diğer öldürücü hareketleri de uygulamaya başladı.
Bu süre zarfında, sık sık dışarı çıkıp erken hamleler yapmak için yeşim taşı incisi kullandı ve yeni oluşan Toprak Siperlerinden birçok kaynak elde etti.
Bunlar arasında, yedinci seviye toprak damarı Ölümsüz Gu önemli bir hasattı.